Dursun Ali Erzincanlı

Seccaden Kumlardı İlahi Sözleri

Seccaden Kumlardı İlahi Sözlerinin tamamına bu sayfadan ulaşma imkanınız olacaktır. Ayrıca Seccaden Kumlardı İlahi Sözlerini dinlemek isterseniz sayfamızda ilahinin dinletisi de yer almaktadır. İlahiyi hem okumak hem de dinlemek için sayfayı aşağıya doğru kaydırmanız yeterli olacaktır.

Allah’a olan aşkı en iyi şekilde anlatmak için ilahiler kullanılır. Bizleri derinden etkileyen sözleri ve kulağa harika bir şekilde nüfuz eden ezgisi ile birlikte ilahiler adeta ruhun gıdasıdır. Huzura ulaşmak ve kalbini Allah sevgisi ile doldurmak isteyen kişiler her zaman ilahileri okuyup dinleyebilir.

Günün istediğiniz saatinde ilahilere rahatlıkla ulaşmanız için sizlere en kolay yolu sunuyoruz. İnternet sitemiz üzerinden aradığınız tüm ilahilere ulaşabilir ve ilahileri en güzel haliyle dinleyebilirsiniz.


Seccaden kumlardı.. Devirlerden, diyarlardan Gelip, göklerde buluşan Ezanların vardı! . Mescit mümin, minber mümin… Taşardı kubbelerden tekbir, Dolardı kubbelere “amin”.. Ve mübarek geceler dualarımız; Geri gelmeyen dualardı… Geceler ki pırıl pırıl Kandillerin yanardı.. Kapına gelenler ya Muhammed, – uzaktan, yakından – Mümin döndüler kapından… Besmele, ekmeğimizin bereketiydi; İki dünyada aziz ümmet, Muhammed ümmetiydi… Konsun – yine – pervazlara Güvercinler, “hu hu” lara karışsın Aminler, Mübarek akşamdır; Gelin ey fatihalar, yasinler… Şimdi seni ananlar, Anıyor ağlar gibi… Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi; Düşkünlerin kanadıydın Yoksulların sahibi.. Nerde kaldın ey resul, Nerde kaldın ey nebi! .. Günler ne günlerdi, ya Muhammed! .. Çağlar ne çağlardı; Daha dünyaya gelmeden Müminlerin vardı… Ve bir gün ki gaflet Çöller kadardı, Halime’nin kucağında, Abdullahın yetimi, Amine’nin emaneti ağlardı.. Hatice’nin goncası Aişe’nin gülüydün.. Ümmetin göz bebeği Göklerinresulüydün.. Elçi geldin, elçiler gönderdin; Ruhunu Allah’a; elini ümmetine verdin, Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke’de bunalırsan; Medine’ye göçerdin.. Biz, Bu dünyadan nereye Göçelim ya Muhammed! Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet Altın devrini yaşıyor… Diller, sayfalar, satırlar “ebu leheb öldü” diyorlar; Ebu leheb ölmedi ya Muhammed! Ebu cehil; kıt’alar dolaşıyor… Neler duydu şu dünyada Mevlidine hayran kulaklarımız; Ne adlar ezberledi ey nebi! Adına alışkın dudaklarımız.. Artık yolunu bilmiyor, Artık yolunu unuttu Ayaklarımız Kabene siyahlar Yakışmamıştır ya Muhammed! Bugünkü kadar! Hased gururla savaşta; Gurur; kaf dağında derebeyi.. Onu da yaralarlar kanadından Gelse bir şefkat meleği.. İyiliğin türbesine, Türbedar oldu iyi.. Vicdanlar sakat Çıkmadan ya Muhammed yarına! İyilikler getir, güzellikler getir Adem oğullarına… Şu gördüğün duvarlar ki Kimi taiftir, kimi hayberdir… Fethedemedik ya Muhammed Senelerdir… Ne doğruluk, ne doğru; Ne iyilik, ne iyi; Bahçende en güzel dal, Unuttu yemiş vermeyi… Günahın kursağında Haramların peteği.. Bayram yaptı yabanlar Semave’yi boşaltıp; Save’yi dolduranlar Atını hendeklerden – bir atlayışta – Aşırdı aşıranlar.. Ağlasın yesrib! Ağlasın selmanlar… Gözleri perdeleyen toprak, Yüzlere serptiğin topraktı… Yere dökülmeyecekti ey nebi! Yabanların gözünde kalacaktı! Konsun – yine – pervazlara Güvercinler, “hu hu” lara karışsın Aminler,… Mübarek akşamdır; Gelin ey fatihalar, yasinler… Ne oldu ey bulut, Gölgelediğin başlar? Hatırında mı ey yol, Bir aziz yolcuyla Aşarak dağlar, taşlar Kafile kafile, kervan kervan Şimale giden yoldaşlar…. Uçsuz bucaksız çöllerde Yine izler gelenlerin; Yollar gideceklerindir…. Şu tekbir getiren mağara, Örümceklerin değil; Peygamberlerindir, meleklerindir. Örümcek ne havada Ne suda, ne yerdeydi Hakkı göremeyen Gözlerdeydi Şu kuytu cinlerin mi, perilerin yurdu mu, Şu yuva ki bilinmez; Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi Kumru mu.. Kuşlarını bir sabah, Medine’ye uçurdu mu.. Ey abva’da yatan ölü, Bahçende açtı dünyanın En güzel gülü; Hatıran uyusun çöllerin, Ilık kumlarıyla örtülü.. Dinleyene hala Çöller ses verir…. Yaleyl, susar, Uğultular gelir… Mersiye okur uhud, Kaside söyler bedir; Sen de bir hac günü Başta Muhammed, yanında Ebu bekir, Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü, Destan yap ey şehir! Konsun – yine – pervazlara Güvercinler, “hu hu” lara karışsın Aminler,… Mübarek akşamdır; Gelin ey fatihalar, yasinler… Vicdanlar sakat Çıkmadan ya Muhammed yarına! İyiliklerle gel, güzelliklerle gel Adem oğullarına… Yüreklerden taşsın Yine imanlar! Itri, bestelesin tekbirini; Evliya okusun kur’anlar.. Ve kur’anı göz nuruyla çoğaltsın Kayışzade osmanlar… Na’tını galib yazsın, mevlidini Süleymanlar.. Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle Geri gelsin sinanlar.. Çarpılsın, hakikat niyetine Cenaze namazı kıldıranlar! Gel ey Muhammed! Bahardır Dudaklar ardında saklı “amin”lerimiz vardır.. Hacdan döner gibi gel………. Miraçtan iner gibi gel……….. Bekliyoruz yıllardır! Bulutlar kanat, ruzgar kanat; Hızır kanat, cibril kanat, Nisan kanat, bahar kanat; Ayetlerini ezber bilen, Yapraklar kanat… Açılsın göklerin kapıları Açılsın perdeler, kat kat.. Çöllere dökülsün yıldızlar, Dizilsin yollarına Yetimler, günahsızlar.. Çöl gecelerinden yanık Türküler yapan kızlar Sancağını saçlarıyla dokusun; Bilal-i habeşi sustuysa; Ezanlarını davud okusun! Konsun – yine – pervazlara Güvercinler, “hu hu” lara karışsın Aminler,… Mübarek akşamdır; Gelin ey fatihalar, yasinler…

Bu video yerleştirme metodu kullanılarak içerik sahibinin izniyle paylaşılmaktadır. Ayrıntılı bilgi için Telif Hakkı sayfasına göz atınız.

Siz de bu ilahi ile ilgili duygu ve düşüncelerinizi aşağıdaki yorum kısmından paylaşabilirsiniz. Hayırlı günler dileriz…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu