Dursun Ali Erzincanlı

Sana Muhtacız İlahi Sözleri

Sana Muhtacız İlahi Sözlerinin tamamına bu sayfadan ulaşma imkanınız olacaktır. Ayrıca Sana Muhtacız İlahi Sözlerini dinlemek isterseniz sayfamızda ilahinin dinletisi de yer almaktadır. İlahiyi hem okumak hem de dinlemek için sayfayı aşağıya doğru kaydırmanız yeterli olacaktır.

Allah’a olan aşkı en iyi şekilde anlatmak için ilahiler kullanılır. Bizleri derinden etkileyen sözleri ve kulağa harika bir şekilde nüfuz eden ezgisi ile birlikte ilahiler adeta ruhun gıdasıdır. Huzura ulaşmak ve kalbini Allah sevgisi ile doldurmak isteyen kişiler her zaman ilahileri okuyup dinleyebilir.

Günün istediğiniz saatinde ilahilere rahatlıkla ulaşmanız için sizlere en kolay yolu sunuyoruz. İnternet sitemiz üzerinden aradığınız tüm ilahilere ulaşabilir ve ilahileri en güzel haliyle dinleyebilirsiniz.


Sevgili!
Sen gitmiştin .
Koyup bir başımıza, bırakıp pak ellerimizi, gurbetlerine salmıştın bizi.
Yetim kaldık, öksüz kaldık ve ellerimiz kirlendi yokluğunda .
Sen gitmiştin .
Ayrılıkların dilini hece hece ağlıyoruz şimdi.
Akşamlar iniyor dağlara ve hasretimiz yankılanıyor yamaçlarda.
Sevgili!
Nasıl iltica edelim sana ;
huzuruna nasıl varalım, yalvaralım?!.
Kemter karıncalar nice mümkün halini Süleyman’a arz.Güneş huzurunda mumların okunmazken esamesi. Pervaneler bahsetsin mi varlıktan. Ve duyurabilsin mi sesini!?.
Efendim, duyar misin sesimizi?
Sevgili!
Sen aşk ikliminde sultan, sen güzellik şahikasında dolunay, sen vefa göğünde
hilal.
Biz bir bakışının dilencisi,
biz dolunay tutkunları,
biz bayramı gözleyen oruçlar.
Güzellik ordusunun hakanı sen, gam ruzigârinda gedalar biz.
Sen imrenme, biz ayıplanma.
Sen özüsün varlığın ve biz varlık iddiasında küstah yoksullar.
Sen sabah yıldızlarının ışığı, biz gaflet uykusunda kervancı.
Dert ve keder denizinde çığlık çığlığayız biz,
kumrular ve bülbüller seni bestelemekte oysa.
Çığlıklarımızı bestelere karıştırıver efendim,
düşkünlerine, savrulmuşlarına kulak ver.
İtivermezsin elinin tersiyle bizi, değil mi efendim?.
Sevgili!
Sen gitmiştin .
Yokluğunda kaybettik önce varlığımızı ve sonra yok eyledik aklımızı da.
Hasretinle akan zamanlarda cevherimiz özden, madenimiz mıknatıstan ayrıldı.
Sen gitmiştin .
Gönüllerimiz billur kadehler gibi çalındı sengsarlara;
ırmaklarımız mecralarında susuzluğa mahkum edildi.
Sen gitmiştin .
Çelik mermere çarptı, iradeye ateş düştü yokluğunda.
Hasretinden akıllar yitirildi efendim,
gönüller gölgelere düştü.
Kucak kucağa güneşlerimiz söndü,
dudak dudağa denizlerimiz kurudu
ve sen gitmiştin efendim.
Sen gitmiştin .
Seninle birlikte her şeylerimiz gitti.
Şehitlerimiz kefenlerinden sıyrıldı senden sonra;
kanlarımız sahralar doldurdu.
Kelimelerimiz anlamlarını yitirdi,
kutlu erlerimiz tutsak oldu nefis ordularına .
Hiçbir şey kazanmadık ayrılığında, efendim,
hiç kâr elde edemedik.
Aldandık, hep aldandık.
Delilimizi yitirdik, delillerimizi yitirdik.
Dillerimiz dilim dilim edildi efendim.
Bize sevmeyi unutturdular ilkin;
sonra sevginin ne olduğunu .
Kendi gönlüne ihanet edenlerimiz, gönlün kendisine ihanet ediyorlardı artık.
Vurgunlar yedik pes pese efendim .
Ve sen gitmiştin.
Sevgili!
Sen gitmiştin .
Biricik sığınağımız, varlığımızın övüncü, yüz akımızdın.
Hayırları söyleyip gitmiştin,
biz ser işler olduk.
Uzun uzun emellere kapıldık,
kapılanıp kaldık umutların kapısında.
Yolunda yürümekten üzerimize düşen,
baş kaldırdık önce ve sonra yıkılışlar gördük hep efendim.
Ellerimiz vardı açıldıkça dolan, uzandıkça verilen;
böğrümüzde kaldı ellerimiz.
Hanım idik halayık olduk;
bay idik köle edildik.
Sen gitmiştin .
Yanmış igsilerle kara bahtımıza kara resimler çizdiler.
Aşk dervişleri avare, pejmürde, hercâyî rüzgârlara kapıldılar,
dönüşlerinin ahengini kırdılar.
Bölük bölük kadınlarımız,
grup grup erlerimiz,
demet demet çocuklarımız,
kimi güler, kimi ağlarken yitirdiler kendilerini.
Ve sen gitmiştin efendim .
Sevgili!
Hani bir aşk idin, bir güzellik idin sen, güzellikle askın kesiştiği
prizmada.
Güzelliğin cihanı gösteren bir ayna;
aşkın o aynanın cilası idi hani.
Güzelliğin olmasa efendim,
aşkı hiç bilmeyecekti cihan;
aşkın olmasa güzelliği hiç anlamayacaktı.
Aşk pazarında mezat hep güzelliğine; güzellik yurdunda yollar hep aşkına
durmuştu efendim .
Ve sen gitmiştin .
Sevgili!
Derd ile ağlayandın; hem derde salandın!
Gönül yurdunda çaresizlerin çaresi, hastaların merhemiydin.
Saadetle yasamış, saadet çağını yaşatmıştın.
Suretleri ve canları iman ile sen şekillendirmiş,
“Lâ” ile “Illa”yi i’câz ile sen dillendirmiştin.
Sen gidince, ey sevgililer sevgilisi, güvercinlerimiz tuzaklara esir düştü;
Hüdhüdlerimizin mil çekildi gözlerine.
Artık düşmanlarımız dostlar arasında;
dostumuz düşman içinde.
Divanelere döndük, yaya kaldık yolunda.
Kendimizi unuttuk, seni bilmez olduk .
Sana muhtacız!
Sana en fazla muhtacız.
En fazla sana muhtacız.
Uyandır bizi uykumuzdan .
Gel ey sevgili!

Bu video yerleştirme metodu kullanılarak içerik sahibinin izniyle paylaşılmaktadır. Ayrıntılı bilgi için Telif Hakkı sayfasına göz atınız.

Siz de bu ilahi ile ilgili duygu ve düşüncelerinizi aşağıdaki yorum kısmından paylaşabilirsiniz. Hayırlı günler dileriz…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu