Dursun Ali Erzincanlı

Şehre Dön Efendim İlahi Sözleri

Şehre Dön Efendim İlahi Sözlerinin tamamına bu sayfadan ulaşma imkanınız olacaktır. Ayrıca Şehre Dön Efendim İlahi Sözlerini dinlemek isterseniz sayfamızda ilahinin dinletisi de yer almaktadır. İlahiyi hem okumak hem de dinlemek için sayfayı aşağıya doğru kaydırmanız yeterli olacaktır.

Allah’a olan aşkı en iyi şekilde anlatmak için ilahiler kullanılır. Bizleri derinden etkileyen sözleri ve kulağa harika bir şekilde nüfuz eden ezgisi ile birlikte ilahiler adeta ruhun gıdasıdır. Huzura ulaşmak ve kalbini Allah sevgisi ile doldurmak isteyen kişiler her zaman ilahileri okuyup dinleyebilir.

Günün istediğiniz saatinde ilahilere rahatlıkla ulaşmanız için sizlere en kolay yolu sunuyoruz. İnternet sitemiz üzerinden aradığınız tüm ilahilere ulaşabilir ve ilahileri en güzel haliyle dinleyebilirsiniz.


Yıllar yılıydı…
Çölde alevler ve küfürler kavuruyordu insanlığı.
Sözcükler yetim, sevgiler hançer sokumlarına mahkûmdu. Zamansız açan goncalardan kan akardı gülistanlara. Çırçır böceklerinin rüya aralığında cinayetler işlenir; babalar kızlarını gömerdi toprağa.
Masum kelebekler çarmıha gerilmekteydi, yalnızca masum ve narin oldukları için. Güçsüzlerin gücünü emerek güçlenirdi güçlüler…
Yıllar yılıydı…
Ve bir gün, Ebabiller, kara yere kardılar Ebrehenin fillerini asit yağmurlarınca. O gün, bir gonca, ana rahminde yetim kalmıştı ve Kabe’nin duvarını bir kırlangıçtı çığlık çığlığa kucaklayan Cebrail kanatlarıyla… Bir şair kollarını açmış yalvarıyordu Ukaz panayırında: Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!..
Kokunu ver bana Gülüm, boyanı ver bana!..
Mahmurluğuma ıtır ıtır sabûh, dimağıma elvan elvan lezzet ol…
Kokunu ver bana Gülüm, boyanı ver bana!..
Ya Seninle kendimi bulayım ya,
Ya kendimden geçeyim yeniden.
Ya renginle boyanayım, ya rengin girsin yeniden rüyama;
ve bir daha mahşerde uyanayım.
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize sultân-ı müeyyedsin efendim
Avizesi cevzâ, ışığı dolunay idi gecenin…
Bir Gül açtı, ve yeminler edildi ömrüne.
Bir Gül açtı, taşırdı sevinç ırmaklarını.
Bir Gül açtı, ve dünya ilk kez dünya olduğunu anladı.
Bir Gül açtı, varlık doruğa ulaştı.
Bir Gül açtı, ve önünden sonu hayırlı oldu beşeriyetin.
Yeleleri rüzgâra yaslanmış küheylanlar şaha kalktılar sonra, Semaveden Saveye, Bahiradan Nuşirevana, haberler ilettiler dört bir yandan.
Muştular size ve bize!.. dediler, Muştular toprağa ve suya!..
Kadim haberlerin haberi geldi.
Karanlık gecenin kara bulutlarına dolunay doğdu.
Şafak serinliğini dupduru sularla yıkadı melekler,
ve gecenin rengiyle taradılar saçlarını Gül yüzlünün.
Aynalara asılıp kaldı baharlar.
Zaman ne kutlu zaman oldu, çağlar ne saadetli çağlar…
Sevgioğulları oymağında…
Sevinçli çocukların yüzünde…
Kırağı çalmayan gül dallarında…
Hep seçilmiş kullardı…
Hep seçilmiş kalplerdi…
El ele ve yan yana…
Bir Gül’ün kokusuyla mest,
bir Gülün rengiyle sarhoş!..
Hep seçilmiş kullardı…
Hep seçilmiş kalplerdi…
Kokunu ver bana Gülüm, boyanı ver bana!..
Mahmurluğuma ıtır ıtır sabûh, dimağıma elvan elvan lezzet ol…
Kokunu ver bana Gülüm, boyanı ver bana!..
Ya Seninle kendimi bulayım ya,
Ya kendimden geçeyim yeniden.
Ya renginle boyanayım, ya rengin girsin yeniden rüyama;
ve bir daha mahşerde uyanayım.
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin Efendim
Hak’tan bize Sultân-ı Müeyyedsin efendim

Bu video yerleştirme metodu kullanılarak içerik sahibinin izniyle paylaşılmaktadır. Ayrıntılı bilgi için Telif Hakkı sayfasına göz atınız.

Siz de bu ilahi ile ilgili duygu ve düşüncelerinizi aşağıdaki yorum kısmından paylaşabilirsiniz. Hayırlı günler dileriz…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu